kişilik bozukluğu nedir tanı ve tedavisi
kişilik bozukluğu nedir tanı ve tedavisi
Kişilik, kişinin kendine göre bir ayrı’lığının, belirgin özelliklerinin olması durumudur, kişinin “kendine özgü”lüklerinin bir bileşimidir. Diğer bir deyişle, kişinin kendine özgü özelliklerinin bütünlüğüdür. Kişinin, günlük yaşamda verdiği özgül davranışsa) tepkilerin ve tutumiarın oluşturduğu bir örüntüdür. Bu örüntünün kendi içinde bir tutarlılığı ve öngörülebilir bir yanı vardır. Sözü edilen bu bütünlük, çoğu kişide görülebilen değişkenlik aralığından sapmalar gösteriyorsa, kişilik özellikleri oldukça katıysa, kişinin toplumsal uyumunu ve işlevselliğini bozuyorsa, öznel bir sıkıntı yaratıyorsa kişilik bozukluğu tanısı konabilir. Kişilik bozukluklarında görülen özellikler kapsamlıdır ve süreklilik gösterir. Tanı konabilmesi için yaşamın değişik alanlarında (iş yaşamı, özel ilişkiler gibi) uzun süreli zorluklar yaşandığına ilişkin bir öykü alınmış olması gerekir. Söz konusu bu özellikler ego-sintoniktir (ego [benlik] tarafından kabul edilir), ego-distonik ya da egoya yabancı değildir. Yine bu özellikler alloplastiktir (kişi, kendisini değiştirmekten çok çevresini değiştirmeye kalkar), otop/astik değildir ve bu özelliklere sıkı sıkıya sarılınmaktadır. Kişilik bozukluklarında sıklıkla kullanılan savunma mekanizmalarından biri fantazidir. Yakın ilişkilere girmekten çekinen şizoid kişiler soğuk dururlar, kendilerini uzak tutarlar, düşsel yaşamlar ve arkadaşlıklar yaratırlar. Diğer bir savunma mekanizması dissosiyasyondur (çözülme). Hoşa gitmeyen duygulanımlar baskılanır ya da hoş olanlarla yer değiştirilir. Histrionik kişiler çarpıcıdırlar ancak duygusal açıdan sığdırlar. Üçüncü savunma mekanizması izolasyondur (yalıtma). Düşünceler, buna bağlı olan duygulardan ayrı tutulur.

Obsesif-kompulsif kişilere özgü bir savunmadır. Dördüncü savunma mekanizması projeksiyondur (yansıtma). Kabul görmeyen dürtü, duygu ve düşünceler başkalarına yüklenir. Paranoid kişilerde sık görülen bir savunmadır. Beşinci savunma mekanizması splittingdir (bölünme). Başkaları ya tam iyi ya da tam kötü olarak göriilür. Her şey ya tam beyaz ya da tam siyahtır. Sınırda kişilerde görülür. Altıncı savunma mekanizması benliğine döndürmedir. isteyerek başarısızlık yaşama ve benliğine zarar veren eylemlerde bulunmayı kapsar. Çogu zaman başkalarına karşı gösterilen pasif-agresif davranışları içerir. Yedinci savunma mekanizması eyleme vurmadır. İstekler ve çatışmalar eylem olarak dışa vurulur. En sık antisosyal kişilik bozukluğunda görülür. Sekizinci savunma mekanizması yansıtarak özdeşimdir. Başkaları, benliğin yansıtılan yönüyle özdeşim kurmaya zorlanır. Sınırda kişilerde sık görülür. Çogu kişilik bozukluğunda ego işlevlerinde bozukluklar, süperego işlevlerinde bozukluklar, benlik imgesi ve benlik saygısı sorunları ve geçmiş yaşantılardan köken alan iç çatışmaların canlandığı ve harekete geçtiği saptanır, yargılama bozukluklarının olduğu görülür

Kişilik bozukluğu olan kişilerde gelişimsel takılmalar ve olgunlaşamama durumları söz konusudur. İçsel nesne ilişkileri bozuktur. Bu kişiler, iş yaşamlarında ve özel ilişkilerinde zorluklar yaşarlar; davranış ve tutumlarının başkalarını nasıl etkilediğini göz önünde bulundurmazlar. Kişilik bozukluğu olan kişiler içgörüden yoksundurlar, dolayısıyla yardım arayışında olmazlar. Strese dayanma eşikleri düşüktür.
Görülme Sıklığı Kişilik bozukluklarının genel görülme sıklığı % 6-9 dolaylarındadır,% 15 gibi yüksek oranlardan da söz edilmektedir. Genellikle geç ergenlik ya da erken yetişkinlik dönemlerinde açığa çıkarlar, ancak çocukluk döneminde de birtakım belirtileri görülebilir. Genelde kadınlarda ve erkeklerde eşit sıklıkta görülürler. Çoğu kişilik bozukluğunda kısmi bir genetik geçişin olduğu saptanmıştır.

Kaynak: Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu